4 Haziran 2013 Salı

http://storify.com/canlu/nba-2013-finalinin-ad-miami-heat-san-antonio-spurs#publicize

NBA Doğu Konferansı finalinde Miami Heat, Indiana Pacers'ı 99-76 mağlup ederek seride durumu 4-3'e getirdi ve 3'üncü kez finale yükseldi.

NBA Doğu Konferansı finalinde Miami Heat, Indiana Pacers'ı 99-76 mağlup ederek seride durumu 4-3'e getirdi ve 3'üncü kez finale yükseldi.

 Konferans finalinin son maçında Miami Heat, sahasında Indiana Pacers ile karşılaştı.Paul George, David West ve Roy Hibbert'in sayılarıyla maça iyi başlayan Pacers ilk çeyreği 21-19 önde bitirdi. İkinci çeyrekte ise 28-27 öne geçen Miami 3 dakikada 11-2'lik seri yakalayarak Pacers'a sadece 8 sayı şans verdi ve devreyi 52-37 önde gitti.

Bir sonraki çeyrekte ise Miami Heat üstünlüğü kesin bir şekilde devam etti.15 sayılık farkı sağlam bir şekilde koruyan Miami Heat  10-2'lik bir seri yakalayarak farkı son periyod öncesi  21 sayıya  çıkardı ve 76-55 önde bitirdi.Son çeyrekte ise artık oyundan kopan ve pes eden bir Pacers vardı.Bu durumu son çeyrekte iyi değerlendiren Miami Heat Son periyodu 23-21 önde kapadı ve maçı 99-76 kazanarak finale yükseldi.Miami Heat, NBA finalinde Batı Konferansı şampiyonu San Antonio Spurs ile karşılaşacak.


Heat'in yıldız oyuncusu LeBron James, 41 dakika sahada kaldığı süre içerisinde 32 sayı ve 8 ribauntla sahanın en skorer ismi oldu. Dwyane Wade  ise 21 sayı ve 9 ribaunt,Chris Bosh ise 9 sayılık bir performans ile mücadele etti.Ray Allen da kenardan gelerek, 10 sayılık skor katkısı yaptı.

18 sayı ve 8 ribaunt ile Roy Hilbert Pacers'ta öne çıkarken, David West, 14 sayı, 6 ribaunt, George Hill ise 13 sayı ile takıma destek verdi.Pacers'ın  diğer oyuncusu Paul George ise maçı 7 sayı ve 7 ribauntla bitirdi.

Miami Heat ile San Antonio Spurs arasında oynanacak olan final serisinin ilk maçı, 7 Haziran Cuma sabaha karşı TSİ 04.00'te Miami'nin sahasında oynanacak.

23 Mayıs 2013 Perşembe

Fenerbahçe 1-0 Trabzonspor

Maç başladığında ilk 10 dakika Trabzon daha istekli ve arzulu bir oyun ortaya koyup pozisyon yakalamaya çalıştı.Ancak 9.dakikada gerçekten de büyük bir adam markajı ve savunma hatası yapan Trabzon'da,Mehmet Topal'ın müthiş ara pası ve Moussa Sow'un topu  alıp  golü atması ile Fenerbahçe 1-0 öne geçti.Açıkcası erken bir gol çok lazımdı.Çünkü,Fenerbahçe oyuna tutuk başladı ve bana göre o erken golü bulmasaydı daha da kötü oynayabilirlerdi.Golün şokunu atlatamayan Trabzon'un bu durumunu değerlendiren Fenerbahçe oyunu dengeledi ve pas yaparak rakibinin biraz da olsun isteğini düşürdü.İlk yarıda sadece son 7-8 dakika Trabzon biraz daha iyi oynadı ve oyun karşılıklı orta saha mücadelesi şeklinde geçti ve ilk yarı 1-0 bitti.

İkinci yarıda ise karşılıklı üstünlük kabul ettirmeler ve pozisyonlar devam etti.Özellikle Fenerbahçe'de Cristia'nın çok iyi şutlar çıkarmasına rağmen golü atamaması maçı koparmayı engelledi.Son 20-25 dakika ise Trabzon'un baskısı tekrar başladı ve iyi şut imkanları da buldular.Zaten özellikle de Fenerbahçe'nin son anlarda da artık yorulması ve biraz da oyun yapısı nedeniyle Trabzon özellikle bu dakikalarda Fenerbahçe savunmasını bunaltsa da genel olarak takım savunmasında özellikle de Fenerbahçe'nin savunma dörtlüsü çok iyi bir mücadele ederek ve rakibin forvetlerini kanatlardan gelen ortalarda  doğru savunarak oyunu iyi götürdüler ve maçı 1-0 kazandılar.



15 Mayıs 2013 Çarşamba

Fenerbahçe-Galatasaray

Açıkcası bu derbide hem saha içi hem de saha dışı yaşanan olaylardan dolayı çok da bir şey yazmak istemiyorum.Sadece belli başlı şeyleri yazıp,bu yazıyı kısa tutacağım.

Belki de Fenerbahçe tüm sezonun en iyi maçını oynadı.Derbilerin büyüsü ve taraftar desteği ile Fenerbahçe özellikle tıpkı Benfica maçındaki gibi savunma anlamında çok disiplinli,hücumda ise ikinci topları sürekli alan ve rakibinin adeta üstüne üstüne giden bir yapıda top oynadı.Bu futbol anlayışı maçın son 4-5 dakikası dışında hep sürdü.Tabi bunda Emre-Meireles-Topal üçlüsünün birlikte oynadığı zaman Fenerbahçe orta sahasının oyunun iki yönünde de etkili olcağını belirtmiştim.Bunun yanında,Galatasaray'ın maçta Sneijder'in yokluğunda  Elmander ile başlaması eklenince Fenerbahçe için işler daha kolay oldu ve maçı yenik duruma düşmesine rağmen 2-1 kazandı.

Bu maçın kazanılması özellikle ikinciliğin garanti edilmesi açısından çok iyi oldu.Çünkü haftaya Karabük küme düşmemeye oynayacak ve bu maçın ardından Trabzon ile final maçı oynanacağından dolayı,Karabük maçına yedek ağırlıklı bir kadro ile çıkılabilir.Çünkü oyuncular hem mental hem de fiziksel anlamda gerçekten de çok yoruldular ve özellikle bazı oyuncuların Trabzon ile oynanacak zorlu final maçı öncesi iyi bir dinlenmeye ihtiyacı var.

9 Mayıs 2013 Perşembe

Fenerbahçe-Eskişehir

Fenerbahçe,Türkiye Kupası'nda  mücadele gücünün oldukça yüksek olduğu bir maçtan penaltı atışları sonucu finale çıktı.

Maça genel olarak bakıldığında özellikle mücadele gücü anlamında da iki takımı da kutlamak gerek.Kimse mücadeleden kaçmadı ve 120 dakika boyunca herkes neyi var neyi yok adeta ortaya koydu.Oyun olarak bakıldığında ise aslında iki takım sonuna kadar devam eden mücadelenin yanına belki de akıl kısmını hiç koyamadılar.

İki takımın da hem toplu hem topsuz oyunlarda özellikle yorgunluk ile birlikte gelen çok basit hatalar vardı.Final paslarında yapılan hatalar ya da savunma yapılırken dizilim ve paylaşım hataları iki takımın aleyhine daha kötü bir şekilde sonuçlanabilirdi.İki takım da birbirine karşılıklı olarak üstünlük sağladı.Ama,penaltılarda Fenerbahçe gerçekten de iyi bir üstünlük sağladı ve zaten bu maçta da iki takımdan birinin penaltılarda üstünlüğünü koyup işi bitirmesi gerekirdi.

Eskişehir'e bakıldığında rakibi zorlayan ve mücadelesi yüksek bir oyun sergilediler ve cesur oynadılar.Fenerbahçe ise biraz kadro yapısının verdiği sıkıntılar nedeniyle hücumda sorun yaşasa da mücadele anlamında herkes çok iyi mücadele etti.İkinci yarıda biraz topun hakimiyetini ele alsalar da final pasları ve gole doğru gitme konusunda biraz sıkıntı oldu.

Final  maçında ise rakip Trabzonspor ve oldukça zorlu bir maç Fenerbahçe'yi tekrar bekliyor.Ama final maçına kadar Emre'nin dünkü maçta görülen maç eksikliğini üzerinden biraz daha atacak olması  takım adına  bir avantaj olacak.Bir de dün gerçekten de Gökhan Gönül'ün Fenerbahçe hücumlarında ne kadar etkili bir oyuncu olduğu bir kez daha görüldü.Gelecek sezon daha iyi bir kadro ve orta saha kurgusu ile Gökhan Gönül çok daha iyi kullanılabilir.

Şimdi sırada ise derbi var.Galatasaray şampiyon olmuş olsa bile bu maçı kazanmak isteyecektir ve aynı şekilde  Fenerbahçe Kadıköy'de Galatasaray'a olan üstünlüğünü devam ettirmek isteyecektir.Hepimizi gene ilginç bir derbi bekliyor...

7 Mayıs 2013 Salı

Fenerbahçe ve Lig

2012-2013 sezonunda Galatasaray 2-3 hafta önceden şampiyonluğunu ilan etti ve Fenerbahçe ligi  ikinci ya da üçüncü bitirecek.Son iki haftada alınan mağlubiyetler de ikinciliği tehlikeye soktu ve özellikle son 2 maçta en az 5 puan kaybedilirse Fenerbahçe üçüncü sıraya düşebilir hatta Bursaspor kalan maçlarını kazanırsa dördüncü sıraya düşüp,Şampiyonlar Ligi şansını kaybedip tekrardan Uefa Avrupa Ligine gider ki bu durum her ne kadar bu sezon Uefa'da yarı finale çıkmış olsak da taraftarların istemeyeceği bir durum ki bir Fenerbahçe taraftarı olarak ben de Şampiyonlar Ligi arenasında,kaliteli ve uzun vadeli olan transferleri katarak orda kendimizi göstermek çok daha mantıklı bir durum.

Ligde ise son Belediye maçından gidersek açıkcası Fenerbahçe ne yazık ki ligde her zaman için bir istikrarsızlık içinde.Tabi sezon başında transferlerin geç yapılması,takımın tam oturmaması ve bir çok şeyin baştan değişmesi nedenlerden bazıları.Bir  de tabi Fenerbahçe'nin lig maçlarında olan konsantrasyon ve oyun anlayışı ise ana sebebi.Çünkü yıllardır ama yıllardır buna şampiyon olduğumuz sezonlar da dahil ligde hep bir istikrarsızlık söz konusu.Anca çok puan kaybedersek ve şampiyonluk şansı topun ağzına gelince takım birden toparlanıyor.Bu durum aslında olumsuz bir durum ve bazı şampiyonlukları da aslında bu yüzden kaybettik.Çünkü,tıpkı diğer sezonlarda olduğu gibi bu sezonda da ah vah diyerek kaybettiğimiz bir çok kritik ve kaybedilmemesi gereken maçlar şampiyon olmayı engelliyor.Tabi,bunun sebebi aslında oyun tarzının fazla kontrollü olması ve özellikle bu sene Fenerbahçe takımında topa hakim olma ve hızlı tempo ve hücum futbolunu zaman zaman kendi sahasında bile iyi oynayamaması ve işlerin duran toplar ya da bazı oyuncuların bireysel çabalarına kalması en kolay maçlarda bile ya puan kaybetmemize ya da zorla yenmemize sebep oluyor.

Gene Belediye maçında bu durum oldu.İkincilik tehlikede.Ancak,Fenerbahçe bu duruma hiç bir tepki gösteremedi ve kötü bir oyun oynadı kaybetti.Demin de dediğim gibi  bu fazla kontrollü,baskıdan uzak ve ağır oyun tarzı Avrupa'da,özellikle bazı takımlara karşı fayda edebilir ancak Türkiye'de oynarken rakibi biraz daha baskı altına almalı ve onların dirençlerinin artmasını baştan engelleyip gol ve goller bulmalısınız.Bunun için ise önceki yazımda da dediğim gibi bazı oyuncular ile yollar ayrılmalı ve oyunun iki yönünde olan,topa hakim olan oyuncular alınması ve Türkiye'de oynanan maçlarda oyun mantalitesinin değişmesi gerekir.Çünkü bu tarz oyuncular ve mantaliteler  bugüne kadar Fenerbahçe'de hep farkı yaratan bir durum oldu ve şampiyonlukların gelmesine sebep oldu.

5 Mayıs 2013 Pazar

Benfica-Fenerbahçe ve Avrupa Ligi

Yarı final ikinci maçında,maçın bu denli zor olacağı zaten bilinen şeydi.Çünkü orta sahada hem sert,dirençli ve rakip atakları başlamadan bitirip ikinci topları alan ve temponun da düşmesini sağlayan Meireles-Topal ikilisi yoktu.İlerde ise savunmayı baskılarıyla rahatsız eden Webo yoktu.Üstelik Benfica kendi sahasında takım halinde rakibinin  üstüne tempolu ve baskılı bir şekilde giden ekip.

Nitekim maç böyle bir senaryo ile başladı.Orta sahadaki omurga eksikliğini hisseden Fenerbahçe,Benfica'nın baskılarına karşı direnemedi ve topu tabiri caizse ilerde tek başına olan Sow'a şişirdiler ve bu kötü oyun planı Benfica'nın işine yarayan bir oyundu.Sonucunda ise Benfica baskılı oyunun sonucunu daha 10.dakikada Gaitan'ın golüyle öne geçti.Fenerbahçe ilerleyen dakikalarda belki de en büyük mucizeyi yakaladı.Penaltı ile durumu 1-1 yapan Fenerbahçe 10-15 dakika Benfica'nın adeta şoka girmesi ile iyi bir oyun sergiledi.İlk yarının son 8-10 dakikası Benfica baskısı tekrar başladı ve belki de bu seviyelerde yenmemesi bir gereken gol yendi.Açıkcası bu golde Cardozo boş kalmış olabilir ancak o boş kaldıktan sonra izlemek yerine hemen bir baskı onun o golü atmasını engellerdi ve ilk yarıyı da 1-1 bitirmek çok büyük avantaj olurdu.

İkinci yarı ise ilk yarıdan farkı yoktu.Benfica geldikçe geliyordu.Fenerbahçe ise bu durum karşısında açıkcası hiçbir şey yapamıyordu.56'ncı dakikada ise Gökhan'ın talihsiz sakatlığı ve Bekir'in oyuna girmesi ile ara ara yaptığımız sağ kanat hücumları da yok oldu ve Fenerbahçe iyice geri çekildi.Zaten 66.dakikada ise Cardozo'nun,Bekir'in gereksiz yere Cardozo'yu bırakıp onu demarke konumda bırakması ile üçüncü gol geldi.

Kalan dakikalarda ise gene farklı bir şey olmadı.Sadece Stoch'un oyuna girmesi az da olsa Fenerbahçeyi hareketlendirse de tek başına Benfica'yı kendi sahanızda yenmek çok zor.Zaten zaman geçirme işlerini de iyi yapan Benfica oyunu da iyiden iyiye soğutarak maçı 3-1 kazandı ve finale çıktı.

Açıkcası,Fenerbahçe ve biz taraftarlar açısından ve ülke açısından çok güzel bir Avrupa macerası oldu.Ancak biraz kötü bir şekilde sonlandı.Bu maçta şunu da görmüş olduk ki eleştirilen Mehmet Topal ve Meireles'in aslında bu takım için ne kadar önemli oyuncular olduğunu görmüş olduk.Onlar olsaydı,Benfica bu kadar baskılı bir şekilde gelemezdi.Bunun dışında ise Emre Belözoğlu'nu gerçi bu maçta statü olayı olmasa bile sakatlığından oynamayacaktı ancak onu gelecek sene takımda tutup Emre-Topal-Meireles üçlüsünü kurmak gerektiğini önceden de yazmıştım.Çünkü bu  sert,dirençli ve rakipe kolay kolay pas yaptırmayan ve ataklarını kesen bir üçlü.Bunu yanında,Emre gibi oyunun iki yönünü çok iyi oynayıp takımı pas ve hücum konusunda zenginleştirecek özelliği bulunması Fenerbahçe'yi daha iyi yapar.Çünkü tekrar şunu görmüş olduk ki ne yazık ki Fenerbahçe takımı özellikle bu tarz yetenekli ve oyunun iki yönünde de takım halinde oynayan takımlara karşı zorlanıyor.Çünkü,Fenerbahçe düz bir takım olma özelliği taşığından bu tarz maçlar zor oluyor.Sadece Salih Uçan ve Stoch bu anlamda iyi olmaya çalışsalar da ne yazık ki takımın geneli onlar kadar ayaklarına sahip değil.

Kısacası,Fenerbahçe'nin bazı şeyleri gözden geçirip bu takıma işin hücum,teknik ve hızlı tempo olayını da katması gerekir.Çünkü özellikle bu maç ile birlikte de eksiklerin de olmasıyla ne kadar zorlanıldığını gördük.Bu yüzden bazı oyuncular ile yollar ayrılmalı ve bazı mevkilere özellikle oyunun iki yönünü de iyi oynayan ve topa hakim oyuncular alınmalıdır.

30 Nisan 2013 Salı

Fenerbahçe 2-1 Kayserispor

Kadroda çoğunluğu yedek oyuncular ile çıkan Fenerbahçe'de rotasyondan dolayı özellikle gerideki savunma dörtlüsünde belli problemler yaşandı.İlk yarıda Bekir'in pas hatası ile hızlı atağa çıkan Kayserispor Fenerbahçe'nin savunma dörtlüsünün de tamamen değişmesini fırsat bilerek golü buldu.

Her ne kadar hücumda özellikle Stoch gayret gösterse de ilk yarı son paslarda ve topu tehlikeli bölgeye aktarmada sorunlar oluştu.Kayserispor ise ilk yarıda iyi hem hücumda hem de  savunmada iyi bir oyun sergiledi.İkinci yarıya Sow ve Kuyt'u alan Fenerbahçe'de işler daha iyiye gitti.Özellikle Stoch ve Baroni'nin iyi oyunuyla birlikte ikinci yarıya topu çevirmeye çalışarak başlayan Kayseri'nin bu direncini kırdılar ve rakibi kendi sahasına yıktılar.Sonucunda ise beraberlik golü ve ardından penaltıdan Baroni'nin golü geldi ve Fenerbahçe maçı kazanmasını bildi.

Akılların tamamen deplasmandaki Benfica maçında olmasından dolayı yedek kadroyla çıkan Fenerbahçe zor da olsa kazanmasını bildi.Özellikle ikinci yarı Kuyt ve Sow oyuna girerek takıma iyi bir enerji kattılar ve maçın kazanılmasında önemli bir rol oynadılar.Keza Baroni ve Stoch da oldukça istekli bir oyun sergilediler.Şimdi ise Benfica maçı var ve oldukça zorlu geçecek.Umarım Fenerbahçe bu maçın altından kalkar ve Uefa Avrupa liginde finale gider.

28 Nisan 2013 Pazar

FENERBAHÇE-BENFİCA

Fenerbahçe'nin Amsterdam hayalini gerçekleştirmesi sadece bir 90 dakika daha kaldı.Tabi Portekiz'deki maç oldukça zorlu geçecek.

Fenerbahçe'nin rakibi Benfica'ya baktığımızda ise Fenerbahçe'nin bu kupada oynadığı takımlardan en zoru.Diğer takımlara göre çok daha yaratıcı ve kaliteli oyuncuları bulunan ve kendi liginde de zirveye oynayan bir ekip.Ancak Fenerbahçe kendi sahasındaki ilk maçta bu kaliteli ayakları çok iyi durdurdu.Üstelik Benfica sarı lacivertlilere göre teknik anlamda daha iyi ayaklara sahip.İlk maçta Fenerbahçe rakibinin özellikle Salvio ve Gaitan ile kanatları iyi kullanan bir takım olduğundan,gerçi Gaitan sonradan oyuna girse bile Benfica kanatları her zaman iyi kullanabilen ve oyunun temposunu burdan ayarlayan bir takım olduklarından;Fenerbahçe özellikle Avrupa maçlarında işe yarayan takım halinde savunma işini oldukça eforlu bir şekilde yaparak rakibi büyük ölçüde durdurdular.

Özellikle Mehmet Topal'a burada ayrı bir parantez açmak lazım.Hücumda zaman zaman kötü top kullansa da Fenerbahçe'nin gizli bir kahramanı.Pozisyon oyununa çok sadık ve özellikle topun kaptırıldığı yerde her zaman baskıda ve markajda ise rakibin yaratıcı oyuncularına adeta nefes aldırmıyor.Özellikle bu maçta bunu oldukça iyi yaptı.Meireles'in de tıpkı eski günlerindeki gibi oynaması ve hücuma da katkı vermesi  ve Gökhan-Kuyt ikilisinin de oyunun her iki yanında olması topun zaman zaman Fenerbahçe'de kalmasında neden oldu ki bu durum Benfica'ya ters gelen bir olaydır.

Bunun dışında ise stoperlerin özellikle Egemen'in formu ve ekstra gol katkısı savunmayı bireysel anlamda güçlü  kıldı.Benfica takımında ise Salvio zaman zaman bir şeyler yapmaya çalışsa da Fenerbahçe savunmasını aşamadı.

Şimdi sırada Portekiz'de oynanacak gerçekten çok zorlu bir deplasman var.Benfica orada asıl kadrosuyla çıkacak ve daha tempolu ve baskılı oyununu yansıtmak isteyecektir.Fenerbahçe'de ise Mehmet Topal ve Meireles'in oynamayacak olması takım savunmasının direnci ve atakları başlamadan bitirme özellikleri açısından baktığımızda biraz sıkıntılı olacak.Ancak Fenerbahçe,Kadıköy'deki oyununu deplasmanda da yapabilen bir takım ama tabi bunu gene  bütün maç boyunca  ve topu da gene kullanarak yani pas yaparak oyunu soğutması ya da hızlı hücumlar ile çıkması lazım.

15 Ocak 2013 Salı

1461 Trabzon 0-2 Fenerbahçe

Fenerbahçe,zor da olsa Türkiye Kupası 2.maçında galibiyet ile ayrılarak grupta önemli bir avantaj elde etti.Ancak oynanan futbol gene düşündürücü.

Açıkcası çok uzun tutmayacağım bu yazıyı.Çünkü hep aynı şeyler.Zaten as kadrodan da önemli oyuncuların eksik olduğu takımda özellikle hücum anlamında gene problemler vardı.Ne yazık ki bu kadro yapısı ve oyun planında ayağa hakim olmayan oyuncular olmadığı için Fenerbahçe topu yana,geriye ya  da boş yere çeviriyo.Çünkü pas temposu çok düşük ve ağır.Bu yüzden rakibin dengesinin bozulması çok zor.Zaten 1461 Trabzon olabildiğince mücadele ederek aradaki güç farkını kapamaya ve çalıştı.

Özellikle 1461 Trabzon neredeyse golü buluyordu ve gene korner dönüşü hızlı ataktan pozisyon yedi.Stoch topu kaptırılmaması gereken bir bölgede kaptırmış olabilir.Ancak devamında sadece Salih'in kovalaması,bu takımın teknik ve taktik anlamda ciddi sorunlar olduğunu gösterir.Zaten kornerlerden sonra hızlı atak yemek Fenerbahçe'nin hep problemi.

Bunun dışında ise Semih,Gökhan,Stoch hücum anlamınd farkı yarattılar.Özellikle Semih oyuna girdikten sonra pivot santrafor özelliklerini çok iyi kullandı ve güzel de bir gol attı.Onun dışında ise Mert'in kritik kurtarışı ve Kuyt'un bitirciliği kazanmada etkili faktörler oldu.

Fenerbahçe'ye baktığımızda goller hep bireysel çabalar,duran top yani ekstra işlerden geldi.Lig,Avrupa ve Türkiye Kupası maçları her zaman böyle gitmeyecekti ve özellikle zorlu maçlarda bazı futbolcuların bireysel yaptığı işlerin de fayda etmediğini gördük.Çünkü tempo çok düşük ve bu tarz oyuncularla da topu hızlı çevirip gol atmak çok zor.Tabi Aykut Kocaman hızlı bir tempo istiyodu.Fakat bu isteği yaptıklarıyla çok ters düşüyor.Özellikle Stoch,Semih ve Salih fark yaratan isimler oldu.Özellikle Salih farklı bir oyuncu ve yetenekte olduğunu gene ispatladı.

Not:Bu arada bazı yazıları geç yazıyorum.Ancak bilgisayardan kaynaklı bir durum ve bunu düzelteceğim ya da duruma göre yazılara ara vereceğim.

13 Ocak 2013 Pazar

Fenerbahçe ve İlk Yarı Değerlendirmesi

Ligin ilk yarısında Fenerbahçe'ye baktığımız zaman Avrupa'da bir üst tura yükseldi.Türkiye Kupası'nda ise ilk maçını kazandı ve bugün ikinci maçına çıkacak.Ligde ise liderin altı puan gerisinde.Böyle bakıldığı zaman Fenerbahçe'nin durumu iyi gibi gözükse de gerçekte ne yazık ki Fenerbahçe'nin teknik,taktik,kadro ve yönetim anlamında bir çok sorun ile karşı karşıya ve diğer sezonlar  ile karşılaştırdığımız zaman tam bir hayal kırıklığı konusu.

İlk olarak kaybedilen oyuncular.Kişisel meselelerin gereksiz yere uzadığı zaman neler olabileceğini gördük.Emre gibi oyunun iki yönünü kusursuz oynayan bir oyuncu.Alex gibi topa hükmeden,basit oynayan ve ne yapması gerektiğini bilen inanılmaz bir futbol görüşü olan üstün bir yetenek.Siz eğer bu oyuncuları durduk yere kaybedip yerlerini doldurmazsanız her maçta az hücum etmeye mahkum olursunuz.Özellikle Alex,zaman zaman dinlendirilerek çok rahat oynatılabilirdi.Ancak ne yazık ki yönetim ve Aykut Kocaman bu krizi yönetmeyi beceremediler ve egolarına yenik düştüler.Nitekim bu durum Emre için de oldu.Halbuki bizim elimizde Kuyt,Krasiç,Meireles ve Sow gibi adamlar varken bunların Emre ve Alex gibi adamlarla oynaması bizim oyunun her iki yönünde çok kuvvetli bir takım olmamızı sağlardı.Özellikle rakip takım oyun kurarken orta sahada Meireles-Topal-Emre gibi üçlüye Kuyt ve Sow'un eşlik ettiğini düşünün ve nasıl bir takım olabileceğimizi hayal edin.Ama ne yazık egolar ön plana çıktı ve Fenerbahçe diğer senelere nazaran daha düz ve kısır bir takım haline geldi.

İkinci olarak en son oynanan Karabük maçı zaten her şeyi anlatıyor.Farklı bir planı olmayan Aykut Kocaman sayesinde artık rakiplerin bizi ezberlediğini gördük.Üstelik kendi stamızda bile rakip gelip bize üç tane gol atabiliyor.Çünkü artık rakip nasıl oynaması gerektiğini biliyor.Orta sahayı kalabalık tut,topu aldığında basit oyna.Hızlı ataklar konusunda yoğunlaş ve oyuncu kadronu buna göre kur.Zaman zaman da önde basıp,biraz da sert oynayıp Fener'i yen.Bu kadar basit.Çünkü,Aykut Kocaman'ın kurduğu bu kadro yapısı ve oyun görüşü sayesinde hep rakibi düşünüyoruz ve rakibin oyuncularına önlem alıyoruz.Halbuki bunun tam tersi olması gerekir.Biz rakibin oyuncularına önlem almak zorunda değiliz.Onlar bize önlem almak zorunda.İki sezon önce şampiyon olurken aynı rakip bize önlem almaktan top oynayamamıştı.Tabi bu o zamanlarda oyuncu kalitesi ve özellikle Alex,Emre,Niang kısacası bütün oyuncuların inanılmaz bir oyunu vardı ve dolayısı ile Aykut Kocaman da bu kadar müdahale edemiyordu.

Bir diğer konu da kaybedilen genç oyuncular.Yani Özgür Çek ve Okan Alkan.Aykut Kocaman'ın bu oyuncuların biletini sadece bir maçta kesmesi akıl karı bir iş değil.Oynatmadığım için kendimi kötü hissediyordum dediği Özgür Çek'i bir maçta kesmek ve işini bitirmek nasıl bir hocalıktır?Zaten şimdi sıra iki sezondur oldukça iyi oynayan ve hatta kendini de biraz geliştiren Stoch'ta.Stoch daha yaş olarak bakarsak genç bir oyuncu.Aykut Kocaman’ın konuşarak halletmesi gerekirken gene o saçma işlerine devam ediyor.Bu konularda çok sert olan Fatih Terim bile Melo-Riera kavgasında  ılımlı bir şekilde halletti.Ancak ne yazık ki Aykut Kocaman hiç bu yöntemlere başvurmayı denemiyor bile.Nasıl olsa yönetim de arkasında.Semih Şentürk ve Serdar Kesimal gibi oyuncuların özellikle de Semih gibi her zaman lazım oyuncuların küstürülmesi konusuna girmek istemiyorum bile.Bilen biliyor artık zaten.

Tabi bunun sonucunda kötü sonuçlar ile birlikte taraftar da kendi arasında bölünmeye başladı.Özellikle Aziz Yıldırım'dan da gelen yanlış açıklamalar bu olayları tetikledi.Açıkcası bakıldığı zaman Fenerbahçe'nin düzelmesi için bir çok şey gerekecek.En başta takımın özellikle psikolojik anlamda toparlanıp,özellikle oyuncuların bireysel anlamda sorumluk alıp en azından bu krizi atlatması çok iyi olur.Çünkü kötü sonuçların devamı bir çok olumsuz duruma neden olur.Bir diğer durum da Aykut Kocaman'ın istifa edip tekrar dönmesi ve gelişen olaylar gerçekten mantıksız ve tutarsız.Açıkcası yönetim ve Aykut Kocaman böyle devam ederse,değişmeleri ve klubün yapısına uyacak kişilerin getirilmesi daha iyi olur.Oyuncu kadrosunda ise kesinlikle ayağa top yapan ve oyunun her iki yönünü oynayan oyuncuların kesinlikle gelmesi gerekir.Cristian'ı Alex bölgesinde oynatmak zaten başlı başına bu takıma transfer gerektiğinin bir göstergesidir.Özellikle yönetimin Şampiyonlar Ligi mücadelesini kaybettiğimiz zaman çıkıp hala transfer yapacağız demesi ve ligin ilk yarısı bittiği halde bile şu an hala takviye yapmaması da açıkcası çok düşündürücü.