29 Kasım 2012 Perşembe

Fenerbahçe 1-0 Pendikspor


Fenerbahçe'nin bu maça tamamının yedek kadro ile çıkması takımın diğer oyuncularını izleme bakımından önemli bir fırsat  oldu.Kalede Serkan,savunmada Serdar-Egemen-Orhan-Özgür,orta sahada Selçuk-Salih-Krasic-Mehmet Topuz ve ilerde Sezer ve uzun zamandır oynamayan Semih ile maça başladı.

Maçın ilk dakikalarında topu belli bir tempo ile çeviren Fenerbahçe'de alanları iyi kapatan Pendikspor 15 dakikada biri direkten dönen iki net pozisyon bulunca Fenerbahçe takımına ciddi anlamda bir mesaj vererek kolay teslim olmayacaklarını gösterdiler.Nitekim,15 dakikada iki net pozisyon veren Fenerbahçe silkinerek oyunu biraz daha Pendik yarı alanına yıksa da rakip ceza sahası önünde istediği hücumları yapamadı ve Pendikspor'lu oyuncuların adam adama markajlarından kurtulamadı.Krasic ve Salih istekli gözükse bile Krasic'in fazla arzulu oyunu zaman zaman top kaybına neden oldu.Fenerbahçe ilk yarıda sadece Orhan Şam'ın pozisyonu dışında 1 net pozisyon buldu ve bu da Sezer'in golü ile sonuçlandı.Bu golde açıkcası aslan payı tecrübesini konuşturan Semih'e ait.Şık bir vücut çalımıyla rakibini oyundan düşürdü ve Selçuk ile verkaç yaparak ceza sahası içine giren Sezer'i gördü ve Sezer de topu kaleye yollayarak ilk yarıyı 1-0 önde kapadı.

İkinci yarı ise ilk yarının ilk 15 dakikalık kısmından sonraki oyun vardı.Fenerbahçe oyunu Pendik yarı alanına yıktı.Ancak gene ceza sahası önüne gelindiğinde istenilen final pasları yapılamadı ve Pendik savunması aşılmakta zorlandı.Sarı lacivertliler bu yarıda pozisyonlarını Sezer'in ve Semih'in uzaktan şutları ile bulmaya çalıştı.Ancak bu şutlara kaleci ve direk izin vermedi.Pendikspor ise Fenerbahçe karşısında hem alan hem de adam savunmasında çok dikkatli davrandı ve hiç bir zaman oyundan kopmayarak Fenerbahçe takımına kolay kolay pozisyon vermedi ve zaman zaman da tehlikeli hücumları ile özellikle ilk yarıdaki net pozisyonları ile sağlam bir direniş örneği gösterse de 1-0 yenilmekten kurtulamadı ve kupadan elendi.

Fenerbahçe takımında ise bazı noktalar ilerde çok can yakacak.Özellikle Serdar-Egemen birlikte oynadığında uyumsuzluk sorunu Pendik maçında bile göze çarptı.Genç oyuncularda ise Salih ve Recep Niyaz özgüvenli oyunları ile gelecek adına umut verdi.Takım olarak ise Pendik maçında bile pozisyon sayısının az olması ve diğer maçlarda olan kopuk görüntü daha zorlu maçlarda olumsuz etki edecektir.Özellikle Aykut Kocaman'ın ceza sahası yakınlarında ve önünde pozisyon bulmakta zorlanan Fenerbahçe takımının bu sorununa bir çözüm bulması gerekir.Krasic eğer form bulursa rakip takım savunmasının dengesi biraz daha bozulabilir.Ancak Krasic'in takım arkadaşlarıyla hareket etmesi gerekir.Aksi takdirde topu fazla ayağında tutması onun istekli oyununa gölge düşüren bir durum.

Kısacası,Fenerbahçe takımının zaman zaman oluşan kopuk oyunlarına ve topu 3.bölgede pozisyona dönüştürme sıkıntısını biraz daha hareketli oynayarak ve antremanlarda rakibin dengesini bozacak ataklar ve topu biraz daha hızlı ve tek pas oynamaya yönelik çalışmalar yapması gerekir.Çünkü bu kopukluk ve pozisyon bulamama  özellikle zorlu maçlarda ciddi sıkıntılara yol açar.

27 Kasım 2012 Salı

Fenerbahçe 4-1 Gençlerbirliği


İlk yarıda Fenerbahçe ve Gençlerbirliği takımlarının karşılıklı pozisyonlarından sonra 20.dakikada Gençlerbirliği 1-0 öne geçti.Bu dakikadan sonra top Fenerbahçe'de kalsa bile katı ve alanları iyi kapatan Gençlerbirliği savunmasına karşı oyunu açmakta oldukça zorlansa da son zamanlarda formda olan Kuyt-Sow ikilisinden oldukça iyi bir gol izledik.Bu golde Moussa Sow birinci sınıf bir forvet olduğunu yaptığı klas vuruşla göstermiş oldu ve bu gol Fenerbahçe'nin ilk yarıya moralli girmesine neden oldu.

İkinci yarıda ise beraberliğin verdiği ve kendi evinde oynamanın avantajı ile rakibinin üstüne doğru giden ve daha tempolu ve arzulu oynamayı seçen Fenerbahçe'de Mehmet Topal-Sezer değişikliği ile bu temposuna ivme kazandırarak oyunu Gençlerbirliği alanına yıktı ve Meireles ile uzaktan bir gol bularak öne geçti ve Gençlerbirliği takımının planlarını iyice bozdu.İlerleyen dakikalarda ise özellikle sol içe geçen Cristian'ın istekli oyunu ve buna Hasan Ali'nin de hücum bindirmeleri gelince sol taraftan iyice yüklenen Fenerbahçe bu kanattan yaptığı atakta topu ceza sahasında Kuyt ile buluşturdu ve Kuyt da her her zamanki yaptığı işi yaparak golünü attı.Bu oyununa maçın sonlarında da devam eden Fenerbahçe'de gene soldan gelen topta Sezer Öztürk ceza sahasına girerek düzgün bir vuruşla farkı 3'e çıkardı ve maç 4-1 bitti.

Fenerbahçe takımında özellikle Sezer'in formu ve akıllı bir oyuncu olması zaman zaman kadroda orta sahaya Meireles-Baroni ve forvet arkasında Sezer düşünülebilir çünkü zaman zaman rakibi açmakta oldukça zorlanan Fenerbahçe'de Sezer'in topu kullanma becerisi olduğundan bu oyuncuya şans verilebilir.Çünkü özellikle Baroni bu bölgede çok kaçak oynamakla birlikte topu da ayağında çok tutması atakların yavaşlamasına neden oluyor.İkinci yarıdaki oyunun özellikle çok sorun yaşanan deplasmanlarda oynanması ve deplasman maçlarında Sezer'in zaman zaman oynaması oyunu açma yönünden takıma faydalı olabilir.İlerde ise özellikle Sow inanılmaz bir oyun sergileyerek gücüne güç katmaya devam ediyor.Özellikle Kuyt ile olan uyumu ve Kuyt'un ikinci bir forvet gibi gelip ona yardım etmesi ve alanlar açması ve Sow'un bunları değerlendirmesi önemli.Özellikle orta sahaya gelip top alması ve ikinci golden sonra gene orta sahaya kadar gelip topu Meireles'e atması ve karşı takım oyuncularını oyundan düşürmesi önemli bir detay.

Son olarak,özellikle Sezer Öztürk diğer takım arkadaşlarına göre klas olduğundan Fenerbahçe'nin bu yaratıcı oyuncu eksiğini kapatabilir ve deplasmanlarda biraz daha rahat oynayabilir.Ancak Fenerbahçe'de zaman zaman aşırı derecede kopuk oynamalar daha zorlu maçlarda sorun çıkarabilir.

13 Kasım 2012 Salı

Fenerbahçe 2-1 Orduspor

Maçın başlarında Fenerbahçe ilk 10 dakika oyuna iyi başlamakta zorlansa da oyuna hakim olmayı başardı ve Sow'un hız,dayanıklılık ve zeka adına her şeyini kullandığı pozisyon ile Fenerbahçe 1-0 öne geçerek Orduspor gibi takım düzeni oturmuş ve direnç gösterebilen bir takıma karşı erken gol bularak Orduspor'un hem planlarını bozdu hem de  gücüne güç kattı.

Daha sonraki dakikalarda ise önde olan Fenerbahçe'nin tam kadro çıkmasını da ele alırsak Orduspor'a karşı özellikle orta sahada Meireles ve Mehmet Topal gibi oyuncuların orta sahada Orduya göre fark yaratması ve Orduspor'da ilerde bulunan Hasan Kabze ve Stancu'nun orta sahaya yardıma gelmemesi,oyunun Fenerbahçe adına avantaja dönüşmesini sağladı.Bu dakikalarda uzaktan bulduğu şutlarla etkili olma çalışan Fenerbahçe direklere takıldı ve ilk yarıyı 1-0 önde kapadı.

İkinci yarıya ise ilk yarının başından farklı olarak daha arzulu ve istekli başlayan Fenerbahçe'de Cristian'ın da kıpırdanmasıyla oyuna hükmetti ve 15 dakika içinde 3 tane net şut bulsa da direk ve kaleciye takıldı.Ancak olumlu olan şey Fenerbahçe orta sahasının her yerde olması ve savunmada Bekir ile Yobo'nun öne çıkarak rakibin tehlikeli hücum silahlarını kaleye döndürmemesi Fenerbahçe'nin avantajı oldu ve özellikle Stoch'un olduğu kanattan ya da uzaktan şutlarla pozisyonlar bularak ikinci golü aradı.

Son bölümlerde ise Meireles'in yerine giren Sezer bu takıma gerektiği zaman katkı verebileceğini gösterdi.Çünkü ayağına hakim olan bir oyuncu olduğundan Meireles'i aratmadı ve takımı yönlendirdi ve en sonunda,Sezer uzaktan attığı şut ile golü bularak takımını 2-0 öne geçirdi.Kalan dakikalarda ise biraz fazla rahatlayan Fenerbahçe son anlarda kalesinde golü görse bile maçı 2-1 kazanmayı bildi.

Fenerbahçe'nin iki maçtır tam kadro oynaması ve özellikle orta sahadaki Meireles ve Mehmet Topal iskeletinin gelmesi ile rakip takımlar oyunu yönlendirmede ya da çabuk atağa çıkmada eski boşlukları bulması zor olacak.Üstelik Fenerbahçe takımında bu kadro yapısı itibari ile mücadele eden ve gücünü bundan alan oyuncular olduğundan rakip takımlar için hücum etmek o kadar kolay olmayacak.Bu orta sahadaki baskı defansı da rahatlattı ve defans biraz daha öne çıkarak rakip takım forvetlerinin topu yüzü dönük alıp oynamasını ve ataklarını olgunlaştırmalarını engelledi.Hücum hattında özellikle Kuyt,Sow ve bunun yanına Stoch ile Cristian'ın da rakibe pres yapan oyununu da eklersek Fenerbahçe dirençli bir takım olma yolunda ilerleyebildiğini söyleyebiliriz.Ancak bu arzu ve dirençin özellikle deplasman maçlarında yüksek bir pas kalitesi ile birleşmesi hem ligde hem de Avrupa'da yükselme adına faydalı olacaktır.Çünkü zaman zaman istenilen final paslarında,özellikle Kuyt'un kullandığı toplarda hücumlar istenildiği gibi gitmeyebiliyor.

Son olarak Fenerbahçe takımı bu temposunu özellikle silik oynadığı deplasman maçlarında iyi bir pas yüzdesiyle ivme kazandırırsa ve  Krasiç de iyi bir form yakalarsa ki Krasiç zaman zaman bu takımda oluşan final pasları ya da yetenek kısımlarındaki sorunlarda bu açığı kapatabilecek biri olduğundan Fenerbahçe'nin oyununa bir klas katacaktır.Orduspor ise iyi bir takım.Ancak Fenerbahçe özellikle orta saha bakımından daha dirençli ve teknik olduğundan buna karşı koyamadılar ve maçı kaybettiler.

9 Kasım 2012 Cuma

Fenerbahçe 2-0 AEL Limassol



Fenerbahçe grubun 4.maçında Marsilya deplasmanı öncesi,sakatlıkların da düzelmesiyle iyi bir oyun oynayarak zayıf rakibi karşısında önemli bir galibiyet aldı.

Meireles ve Yobo'nun dönmesiyle savunmada Gökhan-Bekir-Yobo-Hasan orta sahada ise Meireles-Topal öndekü üçlüde Kuyt-Stoch-Cristian ve en uçta Moussa Sow ile maça başlayan Fenerbahçe maça çok da iyi başlamadı ve ilk 10 dakika savunma arkasına iyi koşular yapabilen Limassol takımına 2 net atak verse de Limassol takımı bunlardan yararlanamadı.İlk 10 dakikadan sonra artık oyunu ele alan Fenerbahçe'de Meireles'in de katkısını yanına alarak hemen pozisyon bulan Fenerbahçe 11.dakikada kornerden Gökhan'ın indirdiği topta,kaleciyi geçen Kuyt golü attı ve bu erken gol büyük bir avantaj oldu.Bu golde Gökhan'a sadece gölge pres yapıp,Kuyt'u ise adeta izleyen Limassol savunması grupta en zayıf takım olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu.

İlerleyen dakikalarda ise baskıyı arttıran Fenerbahçe'de özellikle Meireles 35-40 metrelik nokta paslarıyla topu kanada açması ve özellikle orta sahadaki pas alışverişlerinde bütün oyuncuların katılması ve orta sahada yapılan basit ve seri pasların ardından topu kanatlara yayan Fenerbahçe ikinci golü bu hücum seti ile,Sow'un şık vuruşundan golü bularak  durumu 2-0'a getirdi ve ilk yarıya büyük bir avantajla girdi.İlk yarıda Limassol takımı ilk 10 dakikanın dışında etkili olamadı.Monteiro ve Miguel ile zaman zaman hızlı ataklar yakalamak isteyen Limassol'da Fenerbahçe savunması dikkatli ve ayakta kalarak atağın daha da tehlikeli olmasını engelledi.

İkinci yarıda ise ilk yarının başında olduğu gibi tutuk bir Fenerbahçe vardı.Ancak,Limassol takımı da ilk yarının başındaki gibi değildi ve ikinci yarının neredeyse ilk 15 dakikası sıkıcı bir oyun vardı.Sonrasında ise tekrardan temposunu yakalayan Fenerbahçe skor avantajı ve rakibi Moussa Sow'un bireysel çabası ile 10 kişi bırakmasıyla topu istediği gibi çevirdi ve çok net pozisyonlar buldu.Ancak bu pozisyonlarda direk ve Moussa Sow'un şanssızlığına takılan Fenerbahçe maçı  2-0 önde bitirdi ve bu skor ile grupta Marsilya'nın Mönchengladbach ile berabere kalmasını da hesap edersek çok büyük bir avantaj yakaladı.

Fenerbahçe takımında sakatlıkların dönüşüyle bu takımın daha dirençli ve hücumda daha iyi pozisyon üreteceğini belirtmiştim.Mehmet Topal'ın müthiş mücadelesi ise takdire değerdi.Gerçekten de savunmada Fenerbahçe topu kaptırdığı anda hep o vardı ve rakibin top kullanmasını engelledi.Üstelik,hücumda basit ve doğru yere paslarıyla da hücuma destek oldu ve oyunun iki yönünde vardı.Meireles ise ne kadar kaliteli olduğunu kanatlara attığı nokta paslarla ve oyunu temiz oynaması ile takıma seviye atlattı.Savunma dörtlüsünde ise bütün oyuncular özellikle Bekir,rakip takım oyuncularına tatlı sert bir oyun oynayarak maçın ilk 10 dakikası dışında hatasız oynadılar.İlerde ise Moussa Sow gene çok gayretli oyununu şık golü  ve hücumda tutup  oyunu geniş alana yayması ve rakibi 10 kişi bırakmasıyla yükselen performansına devam etti.Stoch ise diğer maçlara oranla daha iyi bir oyun sergiledi.Cristian zaman zaman tutuk ve kaçak oynasa da gerektiği yerde sahada vardı.Kuyt ise mücadeleci oyun yapısının yanına golüyle ve hücumdaki pas alışverişlerinde Meireles'e yardımcı olarak çok iyi bir oyun sergiledi.

Kısacası,Fenerbahçe takımı Meireles'in yüzde yüz hazır olmayan haliyle dönse bile hemen seviye atladı.Orta sahada basit ve seri pasların ardından oyunu geniş alanlara yayıp rakibi kendi sahasına hapsetmeyi başardı.Savunmada ise özellikle Mehmet Topal başta olmak üzere rakibin oyunu kontrol etmesine izin vermediler ve önemli bir galibiyet aldılar.Ancak bu güzel oyunun uzun vadede başarılı olması için bu futbolu sürekli ve daha kaliteli oynaması gerekir.Krasiç gibi oyunu her an değiştirebilecek bir oyucunun da form tutması ve ruhsal anlamda oyuncuların iyi hazırlanması özellikle takımda zor günlerin geçmesi ve maç esnasında bu durumun skoru ve herkesi  etkilemesi durumundan da kurtulursa ileride takım için çok faydalı olacaktır.

Limassol takımı ise kornerde Fenerbahçeye önlem almaya çalışsa bile kornerde yumuşak kaldı ve erken bir gol yedi.Maçın ilk 10 dakikası dışında Monteiro ve Miguel ile hızlı gelmeye çalışsa da kısıtlı bir takım olduğundan çok varlık gösteremediler ve sahadan yenik ayrıldılar.


4 Kasım 2012 Pazar

Akhisar Belediye 1-2 Fenerbahçe

Fenerbahçe bu maçta eksik adamları ve formsuz futboluna rağmen,çok zor da olsa Akhisar maçını kazanmasını bildi.

Önceki maçtan farklı olarak Krasiç yerine sakatlığı düzelen Mehmet Topal;sol tarafta ise Caner'in yerine Miroslav Stoch ilk 11'de şans buldular.İlk yarı,her zamanki gibi pozisyon yönünden çok az,Fenerbahçeli oyuncuların topu yana,geriye döndürerek yerlerinde çok sabit durduğundan pozisyon bulmakta çok zorlandı ve 18.dakikada duran toptan golü yedi.Ancak neyse ki duran top,Fenerbahçe'nin oyunda kullandığı en büyük silahlardan biri olduğundan,akıllı bir duran top organizasyon ile durumu 1-1'e getirdi.Fenerbahçe'nin bir diğer net atağı ise Stoch'un kanattan içeri girerek ceza sahasına giren Kuyt'a aktarması ve Kuyt'un indirdiği topla Selçuk Şahin'in topu boş kaleye atmasıyla durumu 2-1'e getirdi.Akhisar ise hızlı ataklarla Fenerbahçe karşısında gol bulmaya çalıştı.

İkinci yarıda ise değişen bir şey yoktu.Fenerbahçe,tempoyu arttırıp oyunu yönlendiremedi ve çoğu zaman yan pas yapmak zorunda kaldı.Mücadele anlamında ise zaman zaman oyuncular pozisyonunu kaybedince Akhisar 1-2 defa kaleyi zorladı ve son dakikalarda oyunu Fenerbahçe yarı alanına yıksalar da,kısıtlı güçleri olduğundan dolayı beraberlik golünü bulamadılar ve maçı 1-2 kaybettiler.

Fenerbahçe'de işler gene istenildiği gibi gitmiyor.Oyuncular hücumda çok durgun.Kimse pas attıktan sonra pozisyonunu değiştirip rakip defansın dengesini bozmuyor.Herkes aynı yerde durup,topu al ver yapıyorlar.Üstelik maçın son anlarında kendi ceza sahasına çekilip topu Akhisar'a vermeleri kabul edilebilir bir durum değil.Savunma anlamında ise zaman zaman rakibe boşluklar vermeleri bir sonraki Limassol maçını düşündürüyor.Çünkü,Limasool takımı da tıpkı Akhisar gibi hızlı atağa iyi çıkabiliyor.Üstelik Limasool,Miguel ve Monteiro gibi bunu daha iyi yapabilen oyunculara sahip.Açıkcası bunun çözümü ilk başta Meireles ve Krasiç gibi takıma tempo kazandırabilecek  oyuncuların dönmesi bunu biraz engelleyecektir.Ancak bu oyunculara özellikle Cristian,Caner ve Stoch'un yardımları çok önemli.Özellikle Cristian gibi hem topu tehlikeli bölgede servis yapacak,hem de orta sahaya yardım edip takımın önde basmasında presi başlatacak oyuncu konumunda olduğundan bu oyuncuların bilhassa orta sahada takıma liderlik yapacak olan Meireles'e katkısı çok önemli.Çünkü Fenerbahçe'nin şu an sahada inanılmaz  durağan ve sıkıcı bir oyunu var.

Aykut Kocaman'ın ise bu durumlarda takımı iyi hazırlaması ve taktik hatalarını düzeltmesi gerekir.Kuyt gibi kanat özelliği taşımayan bir oyuncuyu,çizgiye hapsetmek yerine onu içeriye doğru kat ettirmek Kuyt'un hem gol özelliği hem de topu kafa ile takım arkadaşlarına indirmesi özelliğinden yararlanmak adına Kuyt bu şekilde kullanılabilir.Ancak asıl sorunlardan biri de Fenerbahçe'nin agresif olmayan yapısı.Hücumda sabit durmaları ve savunmada yumuşak kalmaları ilerleyen zamanlarda daha büyük problemlere yol açar.Bunun için ise takımdaki eksik oyuncuların dönmesi,Cristian,Caner,Stoch ve Krasiç'in form tutması ve Aykut Kocaman'ın ise takımı biraz daha tempo yapacak düzeye getirmesi gerekir.